top of page

Blog

Topluluk

Doğal Gaz Keşfi Üzerine



21 Ağustos 2020’de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasıyla, üzerine bolca konuşulan, Karadeniz doğal gaz keşfini bir de biz araştırmak istedik. Kamuoyunda çokça heyecan uyandıran bu keşif, herkesin bildiği üzere 320 milyar m3’lük bir rezerve sahip. Türkiye'nin 7 ila 8 yıllık doğal gaz ihtiyacını karşılayacak bu yeni keşfedilen alandan gaz çıkarmanın potansiyel maliyeti, sektör analistleri tarafından iyimser bir gözle 6 milyar-7 milyar dolar olarak görülüyor.

Doğalgazda yüzde 99 oranında dışa bağımlı bir ülke olan Türkiye 2019 yılında 45 milyar metreküp doğal gaz ithal etmiş ve bu ithalat yaklaşık 12 milyar dolara mal olmuştu. Geçen yılın enerji ithalatı faturası 43 milyar dolar veya tüm ithalatın %20'sini oluşturmuştu. Bu faturada doğal gazın kapladığı kalem ise 12 milyar dolara tekabül ediyor. 


Doğal gazın bulunması haberinin ekonomik çıkarlar getireceği yadsınamaz bir gerçek olsa da doğal gazı çıkarmanın maliyeti ayrı bir konu. Eski dışişleri bakanı Yaşar Yakış’ın Arabnews’e yazdığı makalede derinlikle ilgili endişelerini şu şekilde belirtti;


Alanın derinliği başka bir zorluktur. 3.500 metre derinlikten gaz çıkarmak için yüzen bir platforma ihtiyaç duyulacak. Royal Dutch Shell’in yüzer platformu Perdido şu anda Meksika Körfezi’nde 2.438 metre derinliğindeki bir alandan gaz çıkarıyor. 3 milyar dolara mal oldu. Dünyanın en derin operasyonel platformu 2.600 metre derinlikte çalışıyor. Yani 3.500 metreden gaz çıkarabilecek bir platform henüz üretilmemiştir.”


Ayrıca 6-7 milyar dolarlık bir maliyet devletin kasasını zorlayacağa da benziyor.    2019 devlet bütçesi geliri 880 milyar TL yani 4 Eylül 2020 kuru ile 118 milyar dolardı. Geçen senenin rakamları ile oranlandığında oluşacak maliyet bütçe gelirinin %5 ine tekabül etmekte. Ancak böyle umut vadeden bir yatırım için dış finansman bulmak da çok zor olmasa gerek. Tabi henüz arama çalışmaları sonlandırılmış değil. Bulunabilecek ek rezervlerle kazanç / yatırım maliyeti oranında artma beklenebilir. 


Doğal gazın taşınması da çıkarmak kadar olmasa da önemli ve maliyeti üzerine etkisi bulunacağı bir gerçek. Bulunan rezerv Karadeniz'de Zonguldak'a bağlı Ereğli ilçesinin 175 km açığında yer alıyor. 

Bu konuda yapılan akademik çalışmadan aldığımız görsele göre (Merey & Longinos, 2018), yatırım maliyeti bakımından Türkiye'nin kuracağı altyapı boru hattı (pipe) olması olası görünüyor. Bulunan doğal gaz rezervinin iç pazara olan yakınlığı Türkiye'nin en azından taşıma maliyetlerinde işini kolaylaştırabilir. 


Karadenizde gaz bulan diğer bir ülke 200 milyar m3 rezervi ile Romanya. Romanya'nın sahip olduğu gaz Neptün blokunda bulunmakta ve Türkiye'nin bulduğu konum ile yakında yer almakta. Henüz bu bölgedeki Projesini gerçekleştirmeyen Romanya Türkiye ile kuracağı bir beraberlikte krizden çok karşılıklı fayda sağlayabilir. 


Türkiye'nin bulduğu rezervin ekonomik olarak anlamına bakacak olursak Türkiye'nin ekonomik durumuna bakmamız gerekir. Türkiye'nin geçen yıllarda cari açığı kur baskısı sebebiyle her ne kadar azalsa da (azalan ithalat ve artan ihracat) ilerleyen yıllarda bu kronik sorun tekrar ortaya çıkabilir. Bu noktada doğal gaz bulunması Türk lirası üzerindeki kur baskısını azaltabilir ve para politikasını tekrardan makroekonomik amaçlar için kullanabilir hale getirebilir. 


Dünyadaki doğal gaz üretimine ve rezervlere bakacak olursak; BP'nin Dünya Enerjisi 2020 İstatistiksel İncelemesi raporuna göre dünya çapında en üst sırayı koruyan Rusya, kanıtlanmış toplam doğal gaz rezervlerinin yaklaşık %19,1'ini elinde tutuyor. Rusya 38 trilyon metreküp (tcm) doğal gaz rezervine sahipken, İran 32 tcm ile onu takip ediyor. LNG (Liquified natural gas) devi Katar, 24,7 tcm ile üçüncü sırada yer alıyor.             Üretime bakacak olursak, raporda, 2019 yılında ABD'deki gaz üretimi 920,9 milyar metreküp (bcm) ulaştı ve geçen yıl toplam küresel gaz üretiminin yaklaşık %23,1'ini temsil etti. Bu sayılardan ulaşabileceğimiz sonuç Türkiye'nin bulduğu keşfin etkisi ülke sınırları aşamayacak kadar küçük kalacağı olarak belirtilebilir.


Türkiye'nin doğal gaz ithalatına baktığımızda, en büyük ithalatını Rusya'dan yaptığını ancak 2010'dan 2019'a zamanla azalttığını görebiliriz. Kardeş ülke Azerbaycan'dan yaptığı satın alım bu süreçte 2 katından fazla bir noktaya çıkmışken, Rusya'dan alınan gaz Türkiye'nin artan enerji ihtiyacına rağmen (nüfus ve endüstriden kaynaklanan talep) azaltılmıştır. Yapılan bu hamle, enerji konusunda Rusya'ya bağlı olan Türkiyenin, artan politik ve ekonomik çıkar çatışmaları karşısında elini güçlendirmiştir.



Bu politikalar doğrultusunda bulunan doğalgazın ekonomi dışında bir etkisi de Rusya ile yaşanan sorunlarda Türkiye'nin anlaşmalarda kendini daha güçlü bir pozisyonda konumlandırabileceğidir. Özetle Türkiye'nin doğalgaz bulması, ne büyük çapta etki yaratacak kadar önemli ne de önemsenmeyecek kadar önemsiz bir haber. Dünyanın neredeyse tamamı resesyona girdiği bu süreçte, bu olayın etkileri 2023’te bile görülmeye başlansa, Türkiye'nin ekonomik toparlanmasını hızlandırabilir.

197 görüntüleme3 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page